İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: Esad’la görüşmede somut bir eylem planı ortaya çıkarmaları gerekiyor
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Mevcut hükümetten beklentimiz, yanlışta ısrarcı olmamaları ve Esad’la görüşmede somut bir eylem planı ortaya çıkarmalarıdır. Aksi halde son 13 yılda yapılan yanlışlara bir yenisi daha eklenecek, olası çözüm fırsatı bir kez daha ıskalanmış olacaktır” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, A Milli Futbol Takımı’nın Almanya’da düzenlenen 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gerçekleştirdiği çeyrek final başarısını tebrik etti. Son 16 turunda Avusturya karşısında attığı gol sonrası ‘Bozkurt’ işareti yaparak sevinen milli futbolcu Merih Demiral’ı, sadece Türklüğün sembolü olan ‘Bozkurt’ selamı yaptığı için değil, ‘Türk, öğün, çalış, güven’ sözünün timsali olduğu için alnından öptüğünü belirten Dervişoğlu, “Öte yandan, kendi tarihsel hezeyanlarıyla her sakallıyı dedesi zanneden ve Alman devletinin amacı belli söylemleri etrafında sevinçlerimize ortak olmaktan imtina edenlere de birkaç kelam etmek isterim. Türklük, tarih bilindi bilineli dünya coğrafyasının dört bir yanında insanlık serüveninin en önemli yazarlarındandır. Bu serüven esnasında şüphesiz ki birçok badire atlatmıştır. Savaşlar, zaferler, atılımlar, gerilemeler yaşamıştır. Ancak yaşamadığı ve tecrübe etmediği tek bir şey vardır, o da esarettir. Türk, tarih karşısında asla pes etmemiş, hürriyet ve istiklalinden vazgeçmemiş, destansı yolculuğuna haysiyetli bir şekilde daima devam etmiştir. Bu da ‘Bozkurt’la sembolleşmiştir” ifadelerini kullandı.
‘MEYDANI MANKURTLARA BIRAKMAMAK İÇİN BURADAYIZ’
‘Bozkurt’ sembolünün arkasına sığınan çakalları ve sırtlanları bildiklerini söyleyen Dervişoğlu, “Bugüne kadar ‘Türklüğü ayaklar altına aldık’ diyen güruhların ‘Bozkurt’u, bu şuuru, bu ruhu, pisliklerine alet etme girişimlerini görüyor, biliyor ve buradan ihtar ediyoruz. Biz varız ve buradayız. Türklüğe adalet yeminiyle, milletine sadakat yeminiyle, Cumhuriyetine hürriyet yeminiyle, atasına ise vefa yeminiyle bağlıyız. Meydanı mankurtlara bırakmamak, bozkurtları diriltmek için buradayız. ve elbette Sinan Ateş için tüm Sinanlar için adalet için buradayız. Anaların gözyaşlarını görmeyip, muktedirlerin tebessümlerine bakan; milletin çığlığına sağır, efendilerinin fısıltılarını dahi duyanlara karşı milletin sesi, anaların gözyaşı, çocukların çığlığı olarak buradayız. ve bozkurtça haykırıyoruz; adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. ya adalet ya kıyamet” diye konuştu.
Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Müfredat yıkımından sonra şimdi de yeni hedef, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerimizdir. Yeni hazırlanan ve Meclis gündemine getirilen Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi, yıllardır zıvanasından çıkardıkları öğretmenlik mesleğine son darbe planlarıdır. Bu taslak, meslek kanunu değil, öğretmenlere mobbing kanunudur. ‘Meslek kanunu’ adı altında ceza dayatmasıdır. Öğretmen atamalarının tamamen saray ve tarikat kontrolü altına alınmasıdır. Eğitim fakültelerinin kapatılması, paralel eğitim fakülteleri kurulması çabasıdır. Özlük hakları ve mesleki saygınlık, maalesef ayaklar altına alınmak istenmektedir. Maaşlar ise zaten yerlerde sürünmektedir. Üzülerek söylüyorum, can güvenliği dahi kalmamış öğretmenlerimizin haklarında ufacık bir iyileştirme yapmak yerine; Tevhid-i Tedrisat’a değil, tarikat tedrisatına bağlı; müdür ve yöneticilerin keyfince at koşturacağı bir medrese düzeni istenmektedir. Mesleğe girişteki mülakat inadı bir şekilde aşılırsa diye de sürekli mülakatlarla; yani sözde Milli Eğitim Akademisi’yle milli eğitim kadrolarını bir partizan çöplüğü haline getirmeyi amaçlamaktadırlar. Her konuşması ve eylemi ile gerek müsteşarlığı gerekse bakanlığı döneminde eğitim camiasının nefretini kazanan bu Milli Eğitim Bakanı’nın altında imzası olan bir metinden, kime ne hayır gelecek ki? Oldubittiye getirdiği eğitim öğretim müfredatı nedir ki, Öğretmenlik Meslek Kanunu ne olsun?”
‘NE ŞARTTA OLURSA OLSUN SURİYELİLER DÖNMELİDİR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşme açıklamasına değinen Dervişoğlu, “Her ne şartta olursa olsun Suriyeli sığınmacılar ülkelerine dönmelidir. Her ne kadar Basra harap olmuş olsa da geride bize kalan kadim bir vatan, iş sahibi olmayı bekleyen milyonlarca vatandaşımız, parkta, sokakta, otobüste rahatça gezmek isteyen çocuklarımız ve gençlerimiz vardır. En önemlisi de tamir edilmeyi bekleyen bir ulus kimliğimiz vardır. Milli gururumuz vardır. Mevcut hükümetten beklentimiz, yanlışta ısrarcı olmamaları ve Esad’la görüşmede somut bir eylem planı ortaya çıkarmalarıdır. Aksi halde son 13 yılda yapılan yanlışlara bir yenisi daha eklenecek, olası çözüm fırsatı bir kez daha ıskalanmış olacaktır” dedi.
‘HİLELİ ZARLAR ATMAYA KALKIŞMAYIN’
Haftaya yıl dönümü olacak 15 Temmuz darbe girişiminde, Türk milletinin devletini sokaklardan topladığını belirten Müsavat Dervişoğlu, “Milletin devletini yine sokaktan toplamak zorunda kalmaması için 10 milyonu aşkın sığınmacı ve kaçakla yürüyen bu yıkım sürecini durdurmanın yolu ve adresi bellidir; yeri milli Meclis, yöntemi milli mutabakattır. ‘Dostum falanca’, ‘Katil filancaya’ dayalı şahıs siyasetiniz yerine, devlet siyaseti yürütmektir. Yıllara yayılacak bir görüşme trafiği ve sözde bir geri gönderme planı ile bu milletin karşısına tekrar çıkmaya çalışmayın. Yapmayın; çünkü bu yangın her şeyi yakmaya muktedirdir. Tarih şuurundan mahrum aklınızla, 13 yıl sonra ancak fark ettiğiniz freni patlak iktidar kamyonunuzun geri vitesine bakarken, hileli zarlar atmaya kalkışmayın. Bu milletin kaderiyle kumar oynamayın. Bedeli herkes için başta da sizin için çok ama çok ağır olur. Sizi bir kere daha meseleleri doğru anlamaya ve yorumlamaya ve çözüm için devlet aklıyla hareket etmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.