Malatya’da evi yıkılan depremzede: ‘Her şey bitti’ dedim
MALATYA’daki depremde evi yıkılan emekli Cumali Karataş (63) ve ailesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Araplar Aile Yaşam Merkezi’ne yerleştirildi. Karataş, “O anı nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum. Böyle olmayacaktı. ‘Her şey bitti’ dedim.
Malatya, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde en çok hasar alan illerden biri oldu. Şeyh Bayram Mahallesi’nde 10 katlı apartmanın ikinci katında oturan Cumali Karataş ve ailesi, ilk depremde hasar gören binadan çıktı. Hasar gören bina ikinci depremde tamamen yıkıldı. Bunun üzerine Malatya’dan ayrılan Karataş ve eşi, 4 çocuğuyla birlikte Ankara’ya geldi. Karataş ve ailesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Araplar Aile Yaşam Merkezi’ndeki dairelerden birine yerleştirildi.
Baba Karataş, depremde yaşadıklarını anlatarak, “O anı nasıl tarif etsem bilemiyorum. O gece ilk sarsıntıda sabah namazından önce uyandım. Bir sarsıntı olduğunu gördüm. Ama ben öyle sandım.” geçerdi koltukta oturuyordum yavaş yavaş sallanmaya başladı bina bir anda çöktü toz duman vardı göz görmez oldu o an hızla binadan kaçma fikri gelir , ama kaçamazsınız.O an adım bile atamadık.Merdivenlerden inmek için apartmanımın kapısını açtım ama binanın sıvası üzerimize çöktü.Kendimizi zorla dışarı çıkardık.Kaçtık ama bakalım nasıl kurtulmuşuz.Sorun şu ki o kadar kötüydü.Kendimizi dışarı attık ama orada hala titriyorduk.Sokaklar bir anda anne babalar günü oldu.” Bu nedenle giremedik ve bir arkadaşımızın evine gittik. İkinci deprem öğle saatlerinde başladı. Bize düşecekti. O anı nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum. Bu olacak gibi değildi. “Her şey bitti,” dedim. Allah düşmanıma böyle bir şey yapmasın. O anları ne sen sor ne de ben sana anlatayım. Malatya yerle bir edildi. Bu enkazın hemen kurtarılması zordur. Enkaz altında daha çok insanımız var. Bana yakın olanlar da var. Geçmişte Malatya ve Elazığ’da depremler olmuştu ama olacağını düşünmüyorduk. Geçen yıl da oldu ama o zamanlar sadece korkmuştuk. Ama şimdi binamız yıkıldı. Karataş, bu iki depremi yaşadıktan sonra Ankara’ya geldiklerini belirterek, “Allah Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden razı olsun. Milleti kabul ettiler, biz buraya sığındık. Çayımızı veriyorlar, yemeğimizi veriyorlar. Allah razı olsun. dedi.
